Usame Bin Ladin adını birçoğumuz Nairobi ve Dar es Selam’daki Amerikan büyükelçiliklerine yapılan bombalı saldırılarla duyduk. O saldırılarda yüzlerce insan öldü. Bu eylemler, Usame Bin Ladin ‘in aklımızda yer etmesine yeterliydi, ama 11 Eylül 2001’de öyle bir şey oldu ki, birçok insan onu ömür boyunca aklından çıkaramayacak. Usame Bin Ladin’ in imzası tarihin bilinen en büyük terör eyleminin altına atıldı. “Atıldı” diyoruz, çünkü henüz kanıtları kamuoyuna sunulmuş değil.
İç hatlar seferi yapan dört yolcu uçağı intihar gerillalarınca kaçırılıyor, bunlardan üçü, birer güdümlü füze gibi hedeflerini vuruyor. Hedefler: ABD’nin gücünün sembolü olmuş Dünya Ticaret Merkezi binaları ve Amerika’nın dünya için politikalar belirlediği Dışişleri Bakanlığı binası. Bu saldırılarda binlerce insanın öldüğü sanılıyor.
Yıllarca Komünizme karşı “Yeşil Kuşak” projesini uygulayarak fundementalist -yobaz- güçleri besleyen ABD, bunun sonuçlarına ne kadar hazırdı bilemiyoruz, ama Amerikan halkı bu şoku hâlâ atlatabilmiş değil.
Filistin kökenli Suudi Arabistan vatandaşı, zengin bir babanın onlarca çocuğundan biri olan 44 yaşındaki Usame Bin Ladin’in dört eşi ve onlarca çocuğu var. Milyarlarca dolara sahip ve bütün zenginliği, örgütü El Kaide’nin hizmetinde.
ABD, Usame Bin Ladin’i Afganistan’da gönüllü olarak Sovyetler Birliği işgaline karşı mücadele ettiği için bir zamanlar desteklemişti. Şimdi ise ortadan kaldırmak için seferber olmuş durumda.
Avrupa’ da ve İsveç’te onbinlerce kişi ABD’nin Afganistan’a yaptığı saldırıyı kınama yürüyüşlerine katıldı. Genel eğilim savaşı da terörle beraber lanetleme yolunda. Ama yine de azımsanmayacak bir kesim savaşın gerekli olduğunu, savaş olmadan bu terör eylemleriyle başa çıkılmayacağını Afganistan’ı bombalamanın ABD’nin en doğal hakkı olduğunu savunuyor. Böyle düşünenlerin başını da eski başbakan Carl Bild çekiyor. Başbakan Göran Persson da Bush’a tam destek vermiş durumda.
Eski Sosyal Demokrat Başbakan Ingvar Carlsson ve eski eğitim bakanı Carm Tahm ise 22 Eylül tarihinde Dagens Nyheter’e yazdıkları ortak bir makalede Amerika’yı sert biçimde eleştiriyor ve günümüzdeki terörist eylemlerin yeryüzünde aşırı güç dengesizliğinden kaynaklandığını söylüyorlar.
“Yeni dünya düzeninde gerek ekonomik gerekse politik olarak en fazla ABD’nin imzası var. ABD sık sık dostları ve müttefikleri tarafından bile eleştiriliyor. Uluslararasındaki ekonomik ve sınıfsal uçurumları anlayamayanların 90’lı yıllardaki gelişmeleri anlayabilmeleri mümkün değil. Günümüzün dünyasındaki bu ilişkiler
Bu arada İsveç gizli istihbarat örgütü Säpo da Ladin’in en az 15 militanının İsveç’te saklandığını açıkladı. Bu militanlar son yıllarda Afganistan ya da Pakistan’daki El-Kaide kamplarında silahlı eğitimden geçmişler.
Terörist grupların İsveç ‘te barınması Säpo için yeni bir olay değil. Büyük İslami -ya da diğer- terörist örgütlerin militanlarının İsveç ‘te yaşadığını bilen Säpo yetkililerine göre İsveç’teki teröristler genellikle sadece para toplama, taraftar bulma, propoganda gibi eylemlerde bulunuyorlar.
” İsveç ‘ te terörist olmak, terörist örgütlere katılmak suç değil. Sadece terör eylemlerinde bulunmak suç.” diyor Säpo yetkilisi Margareta Linderoth. Säpo yetkilileri ülke sınırlarında içinde kimlerin terörist olduklarını bildiklerini ve herşeyin kontrolleri altında olduğunu söylüyorlar. Ladin’in adamlarının kimliklerinide bilen Säpo onları bulmuş ve ‘ ‘Kimolduğunuzu, nerde oturduğunuzu, kimlerle ilişkide bulunduğunuzu biliyoruz. Eğer herhangi bir terör eyleminde bulunursanız sizi hemen buluruz.” diye korkutmuşlar(!). Teröristler kontrolümüz altında, gereken önlemleri aldık eğer herşeye rağmen bir terör eylemi olursa, bu talihsiz bir başarısızlık olur bizim için diyor Säpo yetkilisi.