28 Ocak gecesi 14 yaşında bir kız çocuğuna
15-16 yaşlarında 9 oğlan çocuğu tarafından
Risne’deki soğuk bir garajda tecavüz edildi.
On dört yaşındaki iki kız arkadaş, sarhoş bir vaziyette gece yarısı Rissne’deki evlerine dönerlerken yaşları 14 ile 19 arasında değişen 9 oğlan çocuğu tarafından saldırıya uğrarlar. Kızlardan biri kaçıp kurtulmayı başarırken kendini bilemeyecek kadar alkollü olan diğer kız tecavüze uğrar.
Olaydan sonra kız psikolojik tedaviye alınırken, oğlanlardan 7’sinin yargılanması başlar. Saldırganlardan ikisi yaşları 15’in altında olduğu için yargılanamaz.(Bu saldırganların dokuzu da geçmişlerinde irili ufaklı suçlar işlemişler.) Mahkeme aşamasında kızın aşırı alkollu olması ve saldırganlara karşı koyamaması tecavüzcülerin suçunu hafifletici unsur olarak görüldü. Yargılanan 7 saldırgandan 4’ü serbest bırakılırken, ikisi tecavüzden biri de suça yardım etmekten yargılandı. Sonunda üçü de sosyal kurumların gözetimine bırakıldı.
Tecavüze uğrayan kızın avukatı saldırganlardan 440 000 kronluk tazminat talep etmişti. Solna mahkemesi saldırganlara toplam olarak 184 bin kron para cezası verdi(63, 88 ve 33’er bin kron).
Bu olay, İsveç’te yurt çapında geniş tartışmalara yol açtı ve göçmenlerin uyumsuzluğu, konusunu bir kere daha gündeme getirdi. “Bu bir kültür sorunudur “ diyenlerle, “Hayır, bir kültür sorunu değildir, hiçbir kültürde tecavüz yoktur.” diyenler ikiye ayrıldı.
Elbette hiç bir kültürde “Kadınlara tecavüz edeceksin!” demezler. Ama, her toplumun da belli ölçüleri ve insan davranışlarına ait kuralları vardır. Toplumların kadınlara bakış açısı da bu ölçülerle belirlenir… İsveç rahat ülke. Gençler kızlı oğlanlı gece gündüz dışarıda.Kızların gece yarılarına kadar sokakta dolaşmalarını-sarhoş bile olsalar- garipsemiyorlar.
Ya bizler? Bizim gibi gece yarıları kadınların tek başına sokakta olmasının pek de normal karşılanmadığı bölgelerden gelenler?
Eğri oturup doğru konuşalım. Bizim oralarda, özellikle küçük yerlerde gece gezen kızlara, açık saçık giyinen, içki içen kadınlara hele de başlarında namuslarını koruyan bir erkek yoksa kötü gözle bakılır. Bizim kendi kadınlarımıza bakış açımız böyleyken durum yabancı, Avrupalı kadınlar olunca iyice vahimleşir…. Alıştığımız davranış kalıpları içinde görmediğimiz kadınlara kızlara farklı gözle bakarız genelde. Bazen hoşgörülü olsak bile çoğu zaman kınarız. Ve bazen bu kınamalarda epey ileri gideriz.
Çocuklarımız bizden İsveçli kızların, kadınların çok serbest ya da “orospu” olduğunu, onları hiçbir zaman örnek almamak gerektiğini duyarlar sık sık.
Bugün tecavüz eden çocukların arasında bizim çocuğumuz yoksa şanslıyız ama yarın bizim çocuğumuzun da belki de sırf arkadaşlarına uymak için böyle bir suç işlemeyeceğinin hiçbir garantisi yok.
Suç işleyen gençler arasında İsveç çapında yapılan bir araştırmanın sonuçlan da çok ilginç: Bu araştırmaya göre suç işleyen “İsveçli” çocuklar, genellikle sorunlu evlerde (alkolik anne baba gibi) yetişmiş olurken, göçmen gençlerde böyle bir durum görülmüyor.
Suç işleyen göçmen gençler genellikle normal, sıradan ailelerde ve geleneksel bir aile yapısı içinde yetişmiş oluyorlar. Bu da, durumun ciddiyetini iyice arttırıyor.
· Gelecek sayılarımızda bu konuyu tekrar ele alacağız. Sizin de bu konuda düşünce, deneyim ve görüşleriniz varsa bize yazın yayınlayalım.
Türk, Kürt, Yunan ve İran işçi dernekleri federasyonlarının olayla ilgili düzenlediği konferanstan:
Osman Özkanat – Türk İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı: Halkın katılımından şikayetçiyim. Konuya zaten angaje olmuş insanların ve birkaç aktif kişinin dışında bizden gelen yok. Asıl gençlerin burada olması lazımdı.
Keyaz İzol – Kürt İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı: Biz Kürt Federasyonu olarak, ev ev dolaşarak gençler ve aileleri arasında diyalog kurulması için çaba harcıyoruz.
Ahmet Önal – Türk Gençlik Federasyonu Başkanı: Gençler toplumsal konulara ilgi göstermiyorlar. Burada Gençlik Federasyonundan bir tek ben varım.
Ulrica Messing: Gençlik Bakanı olarak, gençler arasındaki şiddeti ve başka kültürlere karşı gelişen önyargıları kaygıyla karşılıyorum. Göçmen gençlerin topluma uyum sağlayabilmeleri için onların anne ve babalarının entegrasyonu için de çalışmak zorundayız. Bunun en iyi yollarından biri de işsizliğe çare bulmaktır.
| Mayıs 2000