Tuna Özer I
Kasım ayının ilk haftasında sokaklar hortlaklarla cadılarla doldu. Biz de okulda Halloween partisi yaptık ve çok eğlendik. Ben tam Hallowen şekeri yerken dişim çıkıverdi. Annem, bu dişi kargalara atacağımızı ve kargaların onun yerine daha güzel bir diş getireceğini söyledi. Ben de ona inanmış gibi yaptım.
Halloween “kutsal gece” anlamına geliyor. Halloween adetinin İsa’dan önceki zamanlarda İrlanda’da başladığı sanılıyor. O zamanlar yılbaşı 31Ekim’de kutlanıyordu. Bu kutlamalarda insanlar kötü ruhları kovalamak için hortlak gibi boyanarak ayinler yapıyorlardı. Bu ayinlerde, bu kötü ruhları kovmak için yaktıkları mumları koydukları ilkel mumluğu lahana köklerini oyarak elde ediyorlarmış.
Daha sonraları Amerika’ya göçen İrlandalılar burada balkabaklarının (pumpa) içini oymanın daha kolay olduğunu keşfetmişler ve o günden sonra da bu iş için balkabakları kullanılmış.
İsveç kültüründe, Halloween yerine orta çağdan beri kutlanan, ölülerin anıldığı ve mezarlarına mum konulduğu “Alla Helgons dag” var.
Amerika’da her zaman 31 Ekim ‘de kutlanılan Halloween, İsveç ‘te 1953 yılından beri 31 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasındaki bir güne denk gelen cumartesi günü kutlanan “Alla Helgons dag ” ile birleştirilerek kutlanıyor.
Aslında hiç kimsenin Halloween’i kutsal bir gün olarak düşündüğü yok. İnsanların amacı eğlenmek, gırgır geçmek. Dükkan sahiplerinin amacı da bol bol para kazanmak.
Kediler
Kedilerin evcilleştirilmesi İsa’dan önce 3000 yıllarında Mısırlılar zamanında başladı. Mısırlılar, aklına, çevikliğine ve usta avcılığına hayran oldukları bu hayvanları kutsal kabul ediyorlar, hatta öldüklerinde mumyalıyorlardı.
Kedilerin vahşi akrabalarından pek fazla farkı yok aslında. Evcil kedinin özellikleri Afrika’nın balta girmez ormanlarındaki kaplanlarla neredeyse aynıdır.
Kediler çok asil ve zariftirler. İnsanları çok severler. Ama kedilerin sevgisini ve güvenini kazanmak için onlara çok iyi bakmak ve iyi davranmak gerekir.
Vücutları çok esnek olan kedilerin hareketleri de çok yumuşaktır. Kedilerin en belirgin özelliklerinden biri de çok dengeli olmalarıdır.
Yüksek yerlerden o kadar iyi atlayabilmelerinin kuyruklarının yardımıyla olduğu söylenir. Ama, çok kısa kuyruklu ya da kuyruksuz kedilerin de çok iyi birer yüksek atlamacı oldukları bilinir. Hızla koşarken ve ani dönüşler yaparken de dengeyi kuyruklarıyla sağlarlar.
Kediler aşağı yukarı biz insanlar gibi görürler. Bazı durumlarda, örneğin geceleri, bizden çok daha iyi görürler. Titreşimlere karşı çok duyarlıdırlar.
İnsanların hissedemediği en ufak yer sarsıntılarını bile hissedebilirler. “Etna” yanardağının eteklerinde yaşayan insanlar, dağın canlanma tehlikesine karşı önlem olarak evlerinde kedi beslerler. Uyuyan kedi aniden uykusundan uyanıp can havliyle evden kaçmaya çalışırsa, evdeki insanlar da hemen evi terkederler.
Her kedi iyi avcı değildir. Kedilerin avcılığı irsidir. Annesi avcı olmayan bir kedi iyi bir kuş avcısı olamaz. Ama, avcı bir kedinin yanında yetişirse kısa zamanda öğrenir avlanmayı.
Oyun kediler için çok önemlidir. Ormandaki vahşi kediler de en az evcil kediler kadar oyuncudurlar.
Kediler çok akıllıdırlar ve kolay öğrenirler. Öğretmenleri bazen anneleri bazen de sahipleridir. Yalnız, zora ve baskıya gelemeyen hayvanlar oldukları için birşeyi ancak kendi canları isterse öğrenirler. Ne ceza ne de ödül onları istemedikleri birşeyi yapmak için ikna edemez.
Kediler çalışmayı hiç sevmezler. Tembeldirler açıkçası. Enerjilerini gereğinden fazl a h arcamaktan hoşlanmazlar. Kedilerin köpeklerle geçinemediği ise büyüklerin uydurduğu bir efsane.
Biraz da gülelim
Bu pahalılıkta
Eski ve korkunç görünüşlü bir şato otel haline getirilmişti. Buraya gelen bir turist otelciye sordu: “Bu otelde hortlak var mıdır?” Otelci : “Hiç sanmam. Yataklar bu kadar pahalı iken hangi hortlak gelmeye cesaret eder ki?”
Öyleyse neymiş?
Denizciliğin d’sinden anlamayan iki arkadaş bir yelkenli kiralamıştı.
Dümen tutan birden seslendi arkadaşına: “Baksana bana, bu bindiğimiz şey denizaltı mı, yoksa yelkenli mi?”
“Elbette yelkenli yahu!” diye yanıtladı arkadaşı. “Yok be ! Öyleyse haberin olsun, batıyoruz!”
ÇORBA
Lokantadaki müşteri garsona seslendi: Garson baksana! Çorbanı o kadar soğuk ki, üstünde bir sinek paten kayıyor.
I Ocak 2000