Siz gelecek güzel günlerin düşünü kurmaktan yorulmadınız mı daha? Hani o hep beklenen ama sanki yaklaştıkça uzaklaşıyormuş gibi hissedilen günler. Gelin yeni bir çağa girerken hep beraber ortak bir proje başlatalım. Hayallerimizi gerçekleştirme projesi olsun bu. Madde madde kağıda dökelim projemizi. Kağıda düşen düşünceler gerçekleşme sürecine girer çünkü.
Hayaller gerçek olur! Aksini söyleyenlere aldırmayın. Yapmamız gereken sadece asırlar boyunca bu yoldan geçmiş olanların ayak izlerini takip etmek. Onlar herkese açık olan evrensel kurallara uydular ve hayallerine ulaştılar.
1 – İşe öncelikle sınırlarımızı kaldırmaya karar vermekle başlamalıyız. Sınırlar bizim yarattığımız engelleyici düşüncelerdir. Siz bu düşünceleri yok etmeye karar verdiğiniz an süreç başlar. Bütün sınırlar silinmeye başlar yavaş yavaş. Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için bir deney yapalım: Hayallerinize ulaşmanızı engellediğini sandığınız herşeyi teker teker bir kağıda yazın. Zaman, mekan, para, sağlık… vs. Sonra, sırayla, size en kolay gelenden başlayarak birer çizik atmaya başlayın bu engellerin üzerine. Çizdiğiniz her engelin yok olduğunu varsayın. Yok olan her engelden sonra hayalinize biraz daha yaklaştığınızı düşünün.Bu aşamanın sonunda duygusal ve düşünsel olarak hayalinizle kucaklaştığınızı hissedeceksiniz.
2- Artık hayalinize ulaşmanız için hiçbir engel kalmadı önünüzde. O zaman uygulamaya geçme zamanı. Projenizin sadece kağıt üzerinde kalmasını istemezsiniz herhalde.
3- Uygulama sürecinin bir tek şartı var. Kendinizi hayatın akışına bırakmak. Bu kadar basit. Yapılması gereken en önemli şeyi zaten yaptınız. Sınırlarınız kalktı artık. Bu aşamadan sonra hiçbir şey aynı olamaz. Yol göstericiniz hayatın kendisi. Aklınız. Sınırlarınız, yani sizin yarattığınız engeller beyninizin kim bilir hangi köşesindeki önemli bir işlevi sabote ediyordu. Bilimle uğraşanlar, bir problem çözümünde o problemi çözeceğine inanmanın beynin ekstra işlevlerini harekete geçirdiğini çoktan kanıtladılar. Şimdiye kadar başardığınız işleri bir gözden geçirin. Bütün o işleri yapabileceğinize inandığınız için, kendinizi engellemediğiniz için yaptınız.
4. Hayaliniz neyse o hayale ulaşmak için yeterince iyi olduğunuzu, yapmanız gerekenin sadece varmak istediğiniz noktaya doğru yürümek olduğunu hatırlayın.
5. Yalnız, bütün bunları yaparken başkalarının yaptıklarını düşünmekten, yargılamaktan, kıskançlık ve haset gibi duygulardan kaçınmak gerekiyor. Çünkü bu dikkatin kendi hayalimizden uzaklaşmasına’ ve eski sınırlarımızın geri gelmesine yol açar. Çevremizdeki insanları yargıladığımız zaman o yargıları biz de benimsemiş oluyoruz ve başkaları için kabul ettiğimiz sınırlan (bilinçaltımızda) kendimiz için de kabul ediyoruz.
6. Eski sınırlarımızın gölgesinden ya da başkalarının sınırlarından doğan zorluklar ve aksilikler tabii ki olacaktır. Bu noktada inancımızı devreye sokmalıyız. Hayata, kendimize ve projemize olan inancımızı. Akılla birleşmiş inancın ve bu ikisini takip eden eylemin üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur çünkü.
7. Bu aşamada hayallerimiz günlük gerçeklerimiz olmuş durumdadır. Artık bize düşen onları geliştirmek ve daha iyi daha güzel, daha çok hayaller üretip her hayalimizi gerçek yapmak. Yeni bin yılda, geçmişe ait binlerce sınırlamayı geleceğin binlerce hayaliyle değiştirmenizi ve bütün hayallerinizin günlük gerçeğiniz olmasını diliyorum.
***
Toplum olarak en güzel hayallerimize ulaşmanın ortak bir zemini, aracısı olmak hayaliyle yola çıkan derginiz Prizma böyle bir projenin somut ürünüdür. Bu şekilde doğmuştur ve bir yaşını doldurmuştur. Sizler desteğinizle ve sevginizle bu projenin yaşamasını sağlıyorsunuz. SAĞOLUN.
| Ocak 2000