Sfi (Göçmenler için İsveççe kursları) ilk olarak 1965 yılında deneme niteliğinde uygulanmaya başladı. Bu kurslar 70’li yıllarda eğitim birlikleri çatısı altında çeşitli kuruluşlar tarafından veriliyordu. Folkhögskola, Folkuniversitet, Studiefrämjandet, ABF bu eğitim kuruluşlarından bazıları. Kurslar, daha sonraki yıllarda kalıcı hale getirildi ve yeni baştan organize edildi.
Aradan geçen yıllar boyunca defalarca araştırılan, soruşturulan, yeni düzenlemeler yapılan kursların kalitesi hiçbir zaman istenilen düzeyi
tutturamadı hatta zaman geçtikçe daha da kötüleşti.
Doktorlar birliğinin hazırladığı raporda İsveç’e Avrupa dışında bir ülkeden göçmen olarak gelen doktorların İsveç sağlık sistemine geçişinin 7 yıl sürdüğü
belirtiliyordu.
Rapora göre, SFI kurslarının seviyeleri arasında belirgin farklar vardı ve okuma yazma bilmeyenlerle üniversite mezunları genellikle aynı gruba yerleştiriliyordu ve bu durum her iki grup için de çok zararlıydı.
Linköping üniversitesinin göçmenler üzerine hazırladığı raporda ise İsveççe kursların bitiren 1O göçmenden 6’sının günlük basit İsveççe’yi bile konuşamadığı saptanıyordu.
Bütün bu gelişmeler hükümetteki sağ koalisyon tarafından özelleştirmeye bir gerekçe olarak kullanıldı ve parlamentoda çoğunluğun oylarıyla SFI kurslarının özelleştirilmesine karar verildi.
SFI öğretmenleri bu durumdan hiç memnun olmadılar ve kararı ülke genelinde protesto ettiler. 21 Eylül 2000 tarihinde Stockholm eğitim dairesi SFI-kurslarını düzenleme hakkını 5 kuruluşa dağıttı. Bunlar, açılan ihalede en düşük teklifi veren kuruluşlardı. Bu kuruluşların isimleri ve öğrenci başına eğitim verdikleri her saat için aldıkları ücretler şöyle:
Lemia (eski AMU’nun devamı): 37 Kron
Liber (yayınevi) : 40 kron
Riksby (okulun eski yönetimi): 46,15 Kron
Livstycket: 48 Kron
Competens i Götaland AB: 37 Kron
Görüştüğümüz SFI öğretmenlerine göre bu kuruluşlar o kadar düşük fiyat teklifleri verdiler ki bu kadar düşük bir bütçeyle kaliteli eğitim vermek olası değildi ve bunun acısı öğretmenlerde dolayısıyla da öğrencilerden çıkacaktı.
Öğretmenlerin çalıştıkları okullardaki eski kadroları özelleştirilmeden sonra otomatik olarak yenilenmedi. Yeni baştan iş için başvurmaları istendi. Kadrolu öğretmenlerin neredeyse hiçbiri bu kuruluşlarda görev almak için başvurmadı. Gerekçeleri sunulan çalışma koşullarının eskisine oranla daha kötü olduğu idi. Bu da SFI kurslarının büyük bir öğretmen açığı krizi ile karşılaşmasına neden oldu.
Özelleştirilen sfi okullarında gerek ekonomik zorluklar nedeniyle gerekse eski öğrencilerini bırakmak istemedikleri için kalan öğretmenler arasında yaptığımız geniş kapsamlı araştırmaya göre bu öğretmenlerin çoğu kötü çalışma koşullarından, yönetim kusurlarından kaynaklanan fazla iş yükünden dolayı sağlıklarını yitirmişler ve uzun süreli raporlar alarak işlerinden uzaklaşmışlardı. Henüz görevde kalan öğretmenler de neredeyse ağız birliği etmişçesine canları burunlarında çalıştıklarını ve dönem biter bitmez istifa edeceklerini anlatıyorlardı.
Eski sistemde bir öğretmenin çalışma süresi haftada 18 saat iken özel sermayenin yönetimindeki okullarda bu süre 28 saata çıkmıştı. Öğretmenlerin
en çok yakındıkları konulardan biri bu yoğun ve neredeyse aralıksız ders saatleri nedeniyle öğrencilerin özel ve eğitim sorunları ile ilgilenmeye fırsat bulamamalarıydı. Kurslardaki yönetim kargaşasından öğrenciler de en az öğretmenler kadar şikayetçiydi.
Dönem başında kursların yarım gün olmasının amacının lisan öğrenimini iş pratiği ile tamamlamak ve böylece İsveççe’nin öğrenilme sürecinin hızlandırılmasıydı. Öğrenci günün yarısında okula diğer yarısında da işe gidecek ve İsveççeyi daha çabuk öğrenecekti. Ama bu sadece lafta kaldı.
Ne okullar ne de işçi bulma kurumları bu konuda dişe dokunur bir faaliyette bulunmadılar. İsveççe öğreniminin yanısıra çalışmak isteyen öğrencilere
önerilen işler genelde temizlik ve bulaşıkçılıkla sınırlı kaldı ki onu bile bulmak zordu.
Sonuç olarak varolan sistemde normal zekalı bir insanın SFI’yi bitirmesi en az bir, hatta iki yılını alıyor. Kurs bittikten sonrası ise başka bir alem. Kimse öğrenciye, örneğin öğrenimine nasıl devam edeceği ya da iş hayatına gitmesi için hangi tamamlayıcı kurslara girmesi konusunda bilgi vermiyor. Kısacası SFI’yi bitiren bir öğrenci kaderiyle baş başa bırakılıyor.
İşçi bulma kurumundaki öğretim danışmanlarının da kendilerine başvuran şahıslara somut ve işe yarayan bir yardımda bulundukları söylenemez.
Enformasyon yığınının içinde sistemi ve dili yeterince bilmeden rehbersiz bir başına kalan kişilerin başına gelense amaçlarıyla doğrudan bağlantılı olmayan, onlara zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramayan anlamsız kurslara takılıp kalmak.
Elverişsiz koşullar öncelikle lise ya da yüksekokul eğitimi ve/veya meslek deneyimi olanların mesleklerinden ya da yüksek öğrenim hayallerinden vazgeçip
pasifize olarak niteliksiz işlere razı olmaları hatta uzun yıllar işsiz kalmaları sonucunu doğuruyor. SFI öğretmenlerine göre vasat bir öğrencinin İsveççeyi üniversitede öğrenecek derece öğrenmesi yedi sekiz yıl sürüyor.
Öte yandan Stockholm üniversitesinin yoğunlaştırılmış üç aşamalı kurslarına katılan bir öğrenci aynı yolu üç dönem içinde yani bir buçuk yıl içinde katediyor. Ama, İsveç’te yaşayan sıradan bir göçmen ya da mülteci bu kursun ilk bölümüne giremiyor.
Kursun bir dönemlik hazırlık bölümü yurtdışından gelen misafir öğrencilere açık. Burada yaşayanlar ancak ikinci aşamadan başlayabiliyorlar. Tabi, bir iki yıllık SFI öğrenimlerini başarıyla tamamlamışlar ve kursa girmek için gerekli olan sınavı kazanmışlarsa ki bu sınavın seviyesi genelde SFI’de öğrenilen İsveççe’nin seviyesinden çok daha yüksek. Ayrıca her yıl yüzlerce kişi bu sınava başvuruyor, ama içlerinden en fazla yüz kişi bu kurslara katılma şansını elde ediyor.
Üniversiteler ve araştırmacılar da bu sorunun farkındalar ve durumu düzeltmek için kendilerine devlet bütçesinden ödenek ayrılması gerektiğini belirtiyorlar.
Ama şu ana kadar bu konuda devlet tarafından atılmış somut hiçbir adım yok
Öğrenciler Ne Diyor?
Gretty Cornejo: Bolivya’da Medya ve İletişim okudum. Sekiz aydır da SFI kurslarına geliyorum. Amacım bir an önce mesleğimle ilgili bir iş bulup çalışmak ya da üniversitede öğrenimimi tamamlamak. SFI’de okurken, iş yerlerinde pratik yapma imkanının olduğunu duydum. İşçi Bulma Kurumuna gittim, görevli çok işinin olduğunu ve en az üç ay beklememi bu arada da daha iyi İsveççe öğrenmemi söyledi. Üç ay sonra yine gittim işçi bulmaya. Aynı görevli bu sefer “Temizlik ya da bulaşıktan başka iş yok.” dedi. Ben kendi mesleğime uygun bir yerde pratik yapmak istediğimi söyleyince görevli bunun imkansız olduğunu ve önce temizlik bulaşık işlerinde çalışmam gerektiğini söyledi.
Dragan: Yugoslavya’da liseyi bitirdim. Aslında kursları fazla takip etmiyorum. Çünkü gündüzleri çalışıyorum ve ancak akşam kurslarına katılabiliyorum. Toplam 14 kez geldim okula ama bu on dört defada tam yedi öğretmen değişti sınıfta. Hiç birşey işlemiyor okulda. İsveççe öğrenmek için hiç hevesim kalmadı.
Olga Volkova: Rusya’da iktisat okudum. İki yıldır SFI’de İsveççe öğrenmeye çabalıyorum. İsveççe’yi öğrendikten sonra kendi firmamı kurmak ve ithalat ihracat alanında çalışmak istiyorum. Ama hâlâ kursu bitiremedim. Tamam, belki yaşım geçti, öğrenmem gençlere göre daha zor, hatta belki de aptalım ama gece gündüz çalışıyorum. Başkalarının bir iki defa okuduğunu ben beş kere okuyorum. Okula bir gün bile gelmemezlik etmiyorum. Ama hâlâ doğru dürüst konuşamıyorum bu dili. Bir tek benim suçum mu bu? Benden başka suçlu yok mu?
Zeliha: Lise mezunuyum. İsveç’e üç yıl önce Ankara’dan geldim. Geldikten ancak beş altı yıl sonra kursa başladım. Genç olduğum için önce lise hazırlık sınıfına verdiler. Bir termin sonra bu sınıfın benim için yanlış olduğunu farkedip okul değiştirmek istedim. Önce kabul etmek istemediler çünkü Türkiye’den alınan bir diplomanın İsveç liseleri düzeyinde olacağına inanmıyorlardı, ısrar ettim ve sonunda SFI kursuna başladım. Ama şimdi de burada takıldım kaldım. Kurslar çok yavaş ilerliyor.
Milletvekili ne diyor?
Ana Maria Narti- Folkparti Milletvekili: Sfi öğrenimini 70’li yılların başında gören Ana Maria Narti, “Günümüzdeki İsveççe kurslarındaki problemin özelleştirilmeyle bir ilgisi olmadığını söylüyor ve Lernia’nın devlete bağlı AMU’nun bir devamı olduğunu vurguluyor.
Sfi kurslarını özelleştirmenin anlamı neydi?
Öğrencilere seçme özgürlüğü vermekti bizim amacımız. Hatta biz öğrencilere bir ödeme çeki vermeyi ve kurs seçimini tamamen onlara bırakmayı teklif etmiştik. Katıldıkları kurstan memnun olmazlarsa başka bir kursa geçebileceklerdi bu yöntemle. Öğrencilerin kendi gereksinimlerine ve öğrenim hızlarına uygun kursları bulmaları çok önemli.
– Uygulamada nasıl oldu?
– Güzel bir politik fikir bürokratik uygulamaların içinde kayboldu. Eski yönteme alışmış bürokratlar yeni sistemi uygularken alıştıkları düşünce kalıplarının dışına çıkmadılar ve ortaya bugünkü problem çıktı.
– Bu durumun sonuçları nelerdir?
Stockholm üniversitesi gibi alanında en iyilerden olan birçok eğitim kuruluşu öne sürülen şartların mantıksızlığından dolayı ihalelere katılmadı.
– Bunu engelleyecek gücünüz yok muydu?
– Karar verme ve seçme mekanizması eğitim kurumundaki bürokratların elinde kaldı ve politikacılar da o noktada çok özensiz davrandılar. Ne Sosyaldemokratlar zamanında ne de sağ partiler zamanında hiç bir zaman göçmenlerle doğrudan iletişim kurulmadı.
– Göçmenlerin işlevi ne bu durumda?
– Göçmenler gerek organizatörler, gerek eğitimciler ve gerekse bürokratlar tarafından bir malzeme, yardım edilmesi gereken aciz varlıklar olarak görülüyorlar. Onların fikirleri hiçbir zaman ciddiye alınmıyor. Bu durumda da ne bir işbirliğinden ne de göçmenlerin topluma aktif katılımından söz edebiliriz. İsveç’te, bırakın üniversiteleri, ne ortaokulda, ne de lisede hiç bir karar öğrencilerin katılımı olmadan alınmaz. Bunun sfi eğitimleri için de geçerli olması gerekirdi.
Üniversiteye giden alternatif yol: TISUS
TISUS en az lise mezunu -ya da lise son sınıf öğrencisi olup üniversitede öğrenim görmek isteyenlere İsveççe yeterliliği veren ve ülke çapında uygulanan bir sınav. Bu sınava girmek için iyi İsveççe bilmek şart elbette ama bu bilginin nereden edinildiği hiç önemli değil. Bir başka deyişle bu sınava girmek
için SFI’yi bitirmek zorunda değilsiniz. Örneğin, maddi durumunuz elveriyorsa özel öğretmen tutup ya da başka bir özel kurs bulup bu sınava hazırlanabilirsiniz. Belirleyici olan tek şey sınav sonucu.
Yaklaşık dört saat süren sınav üç aşamadan oluşuyor.
1- Okuduğunu anlama.
2- Kompozisyon.
3- Mülakat (Sözlü anlatım)
Kompozisyon bölümünde yanınıza İsveççe’den İsveççe’ye bir sözlük alma hakkınız da var. (Türkçe sözlük ve/veya İsveççe eş anlam (synonym) sözlüğü olmamak şartıyla.)
Sınava nasıl hazırlanacaksınız?
TISUS sadece dil yeterliliği sınavı. Önemli olan lsveççe dilbilginizi ve kelime dağarcığınızı geliştirmek.
Değerlendirme:
TISUS sınavını geçmek için her 3 bölümü de başarmanız gerekiyor. Bu üç bölümden ikisinden geçip birinden kaldıysanız. 12 ay içinde olmak koşuluyla ek sınav hakkınız var.
Sınav tarihleri:
Stockholm üniversitesi yılda iki kez TISUS sınavı düzenliyor. 2001 yılı için bu tarihler 23-25 Nisan ve 16-18 Ekim
Sınava başvuru ücreti:
Genel test için 1200 kron. Ek sınav hakkı için 600 kron. Stockholm, Uppsala, Linköping, Malmö ve Umea üniversitelerine TISUS sınavı için başvurabilirsiniz.
| Eylül 2001