“Sanatçıyı sanatçı yapan insan sevgisidir!” diyen Ertaş, insanı sevenin her şeyi sevebileceğinin altını çizdi: “Temel sevgi insan sevgisidir. Bütün dünyadaki insanların canı aynı candır. Biz bu can içerisinde ayrı birer ruhuz; göz denen pencereden kendimize göre bakarız dünyaya! Bir garibanın aciz sözü, sıradan bir söz sanılmasın sakın! “
Yeni faaliyete geçen Västra Götalands Turkiska Kultur och Informations Center ve Türk Kültür Evi’nin organizasyonuna katılmak için Mayıs ayında Göteborg’a gelerek, sanatçı Huri Sapan’ la birlikte konser veren Türk Halk Müziğinin efsanesi Neşet Ertaş, son aylarda, özellikle TRT’de çıkan öldüğüne ilişkin haberlere, Prizma aracılığı ile yanıt verdi.
Neşet Ertaş, beş-altı yaşlarında çalmaya başladığı bağlaması ile 60 yıldır müzik yaptığını ve son nefesine kadar müzik yapmaya devam edeceğini belirterek, “TRT’de eserlerimden ‘Rahmetli Neşet Ertaş’tan alınan eser’ diye söz edilmeye başlanmış. Görüldüğü gibi ben ölmedim ve yaşıyorum ve son nefesime kadar da Türk Halk Müziğine hizmet etmeye devam edeceğim.” dedi.
TRT’de kendisi için yapılan bu tanımlamaya çok üzüldüğünü ifade eden Ertaş, müziğin aile geleneği olduğunu söyledi. Ertaş; ”13-14 yaşlarında saz ve bağlama ustası babam Muharrem Ertaş’ın yanından ayrıldım ve o gün bu gündür müzikteki yolculuğumu tek başıma sürdürüyorum. Bu süre içinde Türk Halk Müziğine sayısız eser kazandırdım. Her ne kadar eserlerimin bir çoğunun bana ait olduğu bilinmese de, hakkımda öldüğüme dair söylentiler çıkarılsa da, ben sevenlerimle buluşup onlara müziğimi ve sanatamı sunmanın mutluğunu yaşayacağım! ” dedi.
“Sanatçıyı sanatçı yapan insan sevgisidir!” diyen Ertaş, insanı sevenin her şeyi sevebileceğinin altını çizdi: “Temel sevgi insan sevgisidir. Bütün dünyadaki insanların canı aynı candır. Biz bu can içerisinde ayrı birer ruhuz; göz denen pencereden kendimize göre bakarız dünyaya! Bir garibanın aciz sözü, sıradan bir söz sanılmasın sakın! “
Bir sanatçının “gerçek sanatçı” kimliğini kazanabilmesi için en az 25-30 yıl geçmesi gerektiğine işaret eden Ertaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Müziğe başlayıp, eline mikrofan alan sanatçıyım diye ortalıkta dolanıyor. Sanatçı olmak o kadar kolay değil. Emek gerek, ter dökmek 25 yıl, 30 yıl mücadele etmek gerek. Ben hayatımda hiç eğitim almadım… Müziği hissederek, duyarak ve yaşayarak öğrendim ve yaptım. Felsefem insan sevgisi üzerine kurulu. Sevgi haktır.”
Neşet Ertaş, halk müziğinin geleceginin halka ve sanatçılara bağlı olduğunu vurgulayarak 27 yıldır Berlin de yaşadığını belirtti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Halk ve sanatçılar, halkın müziğine hakkettiği değeri verirse sorun kalmaz. Müzik yapan bütün sanatçılar, Türk Halk Müziğini basamak olarak kullanmıştır. Halk Müziğinin aranır ve dinlenir olabilmesi sanatçılara bağlıdır. Onlar, Halk Müziğini ihmal etmez, sürekli halka arz ederlerse, Halk Müziği de hakettiği ilgiyi bulur “
| Aralık 2004