Tuna Özer |
Bugünkü çocuklar için küçük elektronik canavar Pikachu, Mikey Mause’dan çok daha ünlü bir fare. Ama bu tatlı fare popülerlikte rakipsiz değil. Tam 250 tane küçük ve sevimli canavar Pikachu ile popülerlik yarışı yapıyor.
Pokémon’un doğuşu hiç de kolay olmamış aslında. Ama doğduktan sonra da bir anda ünlü olmuş neredeyse.
Pokémon’un babasi, yani yaratıcısı, Satoshi Tajiri adında 34 yaşında bir Japon. Satoshi Tajiri ilk önce kendi çocukluğunu konu alan bir Game-Boy oyunu yaptı. Başlangıçta Satoshi’nin fikirlerine hiçkimse inanmadı. Ama o hiçbir şeyden yılmadan çalışarak hayalindeki Game Boy oyununu yaptı.
Başlangıçta Satoshi’nin fikirlerine hiçkimse inanmadı. Ama o hiçbir şeyden yılmadan çalışarak hayalindeki Game Boy oyununu yarattı.
Satoshi Tajiri Japonya’nın başkenti Tokyo’nun kenar mahallelerinde büyüdü. Babası pazarlamacı, annesi ise ev kadınıydı. Küçüklüğünde ormanlarda, göllerde gezmeyi küçük böcekler toplamayı çok seviyordu. Babası onun elektrikçi olmasını istedi ama o istemedi.
Satoshi tek başına odasına kapanıyor ve orada ya oyun oynuyor ya da çizgi romanlar çiziyordu.
“Çocukken böcek bilgini olmak istiyordum. Çünkü böcekler beni adeta büyülüyordu. Her böcek ayn bir dünyaydı benim için. Durmadan yeni yeni böcek, hayvan çeşitleri buluyordum. Sonra benim büyüdüğüm ormanlık, çayırlık yerler beton yığını haline gelmeye başladı. Benim böcek aradığım topraklar alışveriş merkezi ya da otoyol oldu. Pokémon günümüzün şehirde yaşayan çocukları için böcek ya da hayvan koleksiyonu yapmanın yeni bir yolu. Çocukken yaptığım herşeyi bir isim altında topladım. Pokémon.” diyor Satoshi.
Satoshi’nin annesi babası onun durmadan GameBoy oynamasına çok kızıyordu. Ama o, oynamaktan hiçbir zaman vazgeçmedi ve 1982 yılında birkaç arkadaşıyla beraber bir oyun gazetesi çıkardı. Sonra da Nintendo firmasıyla anlaşarak yeni bir Game Boy oyunu hazırlamaya başladı. Satoshi’nin bir günde 24 saat hiç durmadan çalışıp ardından 12 saat uyuyarak dinlendiği bir çalışma temposuyla yarattığı Game Boy oyunu 6 yıl sonra hazır olduğunda Game Boy’un modası geçmişti.
Bunun için de Nintendo firması bu yeni oyunu hiç reklam yapmadan piyasaya sürdü. Hiç kimse çocukların bu oyunu satın alacağına inanmıyordu. Ama Japon çocuklar bu yeni, değişik üstelik pek de pahalı olmayan oyuncaktan çok hoşlandılar. Pokémon oyunuyla beraber bir çizgi film ve Pokémon kartları da satılmaya başladı.
Pokémon Japonya’nın en çok satan oyuncağı olmuştu artık. Bu arada ağızdan ağıza oyunda gizli karakterler olduğu ve küçük canavarları arkadaşlar arasında değiş tokuş etmenin mümkün olduğu yayılmaya başlamıştı.
En sonunda da Pokémon oyunu bir virüs gibi bir çok ülkede salgın hale geldi. Asyadan Amerika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya bütün çocuklar artık sabah akşam Pokémon kartları değiştiriyor ya da Pokémon oynuyorlar.
Japon çocuklar bizden daha şanslı. Çünkü Pokémon Gold/Silver Japonya’da çoktan çıktı. Biz ise bu yılın sonunu beklemek zorundayız.
Bu yeni oyunda, akşam ve sabah oluyor. 100 tane de yeni Pokémon var. Böylece Pokémonların toplam sayısı 250’ye ulaşıyor. Oyunun herşeyi eskisinden çok daha iyi çizilmiş. Yeni oyunda artık, Ash Ketcum değilsiniz ve kasketiniz arkaya dönük. Rakibiniz de artık Gary değil. İlk baştan artık Squirtle, Bulbasaur Charmander seçemiyorsunuz. Onların yerine, Waninoko, Hino arashi, Chikori-Ta’yı seçiyorsunuz. Gold/Silver’de oyunda bir sırt çantanız ve saatiniz var. Bu gelişmiş Pokémonlar çiftleşebiliyorlar ve bazı insanlar size Pokémon yumurtası veriyorlar. Ama yumurtaların çatlaması için çok beklemek zorundasınız. Oyunun başında Profesör Oak’ın yerine asistanını görüyorsunuz. Biraz daha uzun geldiğiniz de ise Profesör Oak ile görüşebilirsiniz. Profesör Oak’la konuştuktan sonra o size bir yumurta veriyor. Bu yeni versiyonlarda i ki tane de yeni Pokemon tipi var; Dark ve Stee.
| Mayıs 2000