Tidö Anlaşması, kamuoyuna sunulduğu günden itibaren birçok önemli ve gerekli adımların yanısıra, yoruma ve anti demokratik odakların kötüye kullanımına açık maddeleri nedeniyle demokratik ve insan haklarına duyarlı kesimlerin eleştiri oklarına hedef oldu.
Rädda Barnen: İsveç’in çocuk hakları konusundaki en köklü kurumu olan Rädda Barnen, Tidö Anlaşmasını bünyesindeki uzmanlar tarafından, Evrensel Çocuk Hakları açısından mercek altına alarak analiz etti. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin İsveç’te bulunan tüm çocuklar için – hukuki statülerine bakılmaksızın – geçerli olduğunu vurgulayan kurumun yayınladığı bildiride,
“Anlaşmada İsveç’teki çocukların haklarını güçlendirebilecek öneriler bulunsa da, korunmaya muhtaç çocuk ve çocuk haklarını olumsuz etkileyeceği gerçeğini değiştirmiyor. Hükümetin ve işbirliği yaptığı partinin, çocuk haklarını ihlal eden önerilerinin en savunmasız ve zor durumdaki çocukları son derece olumsuz etkileyeceğinden endişeleniyoruz.” dendikten sonra şu şekilde devam ediliyor:
“Bütün önerilere tek tek bakıldığında bu durum o kadar belirgin olmayabilir. Ancak farklı bölümler bir araya getirildiğinde çocuk haklarının sınırlandırılma riskinin yüksek olduğu endişe verici bir model ortaya çıkıyor.
Tidö Anlaşması’nda, çocuklar arasında yapılan ayrım özellikle endişe vericidir. Bir çocuğun hakları, göreceği muamele, nerede yaşadığına, kendisinin veya ebeveynlerinin nerede doğduğuna ve İsveç’te hangi temelde bulunduğuna göre belirlenmesi, çocuklar arasındaki ayrımcılığa neden olacağı için endişe vericidir. Söz konusu öneriler, çocukların kendi aralarında da artan bir kutuplaşma ve ayrışmaya sebep olacaktır.”
Rädda Barnen’in, anlaşmayı inceleyen analistlerinden biri olan, Çocuk Hakları uzmanı hukukçusu Karin Sjömilla da, anlaşmadaki ardarda gelen önerilerde, zaten mağdur durumda olan çocukların daha da mağdur edileceğini gösteren çok rahatsız edici bir çerçeve, olduğunu vurguluyor. /28.10.2022
War Child Sverige: Tidö Anlaşması, toplu suçlama ve karmaşık sorunlar için geçici çözümleriyle, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik bir ihanettir. Anlaşmadaki birçok önerinin, savaştan kaçıp İsveç’e sığınan çocuk ve gençlerin, psikolojileri üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı çok endişeliyiz. Bu durum, en çok da aile birleşimi ve akraba göçü hakkının ciddi şekilde sınırlandırılması ve sürekli oturma izninin kaldırılması için geçerlidir. Aynı zamanda, sığınma başvurusu süreçlerinde geçiş merkezlerini daha fazla kullanma önerisine de endişeyle bakıyoruz. Önerilerin, destek ve korumaya ihtiyaç duyan hassas bir grubu iyice mağdur duruma düşüreceğini düşünüyoruz. Büyük krizler ve çatışmalarla karşı karşıya olan dünyamızda, birçok insan için yardım vazgeçilmezdir. Ülkemizin geri kalmış ülkelere yapılan insani yardımları azaltması, en çok en zayıf durumdaki çocuk ve gençleri etkileyecektir. Hükümetin attığı bu adımlar, bizlerin yoksulluğa ve zorla göçe karşı olan savaşımızı ciddi şekilde zedeliyor. /18.10.2022
Civil Rights Defenders: Tidö Anlaşması, demokratik erozyonun küresel trendinin İsveç’e ulaştığını gösteriyor. Anlaşmada önerilen tedbirler hayata geçirilirse, bireylerin kanunlar karşısındaki eşitliği ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan toplumsal yapımızı kaybedeceğiz.
Haklar artık bireylerin ihtiyaçlarına göre değil, grup üyeliklerine ve hukuki statülerine göre belirlenecek. Bu durum, İsveç’teki insanlar arasında bir hiyerarşi yaratacak; en tepede vatandaşlar, en altta ise marjinalleşmiş gruplar ve ırk temelli ayrımcılığa uğrayan bireyler olacak.
Sonuç olarak bu durum sadece bu grupları değil, insan haklarını, hukuk devleti ilkesini ve liberal demokrasiyi zayıflatarak hepimizin haklarını olumsuz etkileyecektir. / 24.10.2022
Sarkis Khatchadourian (Sosyal Demokrat partinin gençlik kolları Stockholm Başkanı): İnsanların değersizleştirilmesi, şüpheli hale getirilmesi ve zulme uğratılması ile şekillenen Tidö Anlaşması’nın insanlara bakış açısı kınanmalıdır. Bu anlaşma, Nazilerin 30’lu yıllarda Yahudilere uyguladığı izolasyon yaklaşımıyla büyük benzerlikler göstermektedir. /11.26.2022- SVD
Tülin Uygur: Yeni hükümetin rotasını göçmen ve İslam karşıtı SD belirledi. /19.10.2022 – Aydınlık
Medine Tezcan : İsveç’teki yeni hükümetin aldığı politikalar ve yakın zamanda yürürlüğe sokulan Tidö Anlaşması, otoriter eğilimlere sahip olan İsveç Demokratları (SD) partisinin etkisiyle şekillenmiş görünüyor. SD’nin otoriter yaklaşımı, diğer yedi partinin özgürlükçü duruşlarına karşıt bir konumda. Bu durum, diğer partilerin SD ile işbirliğini sorunlu hale getiriyor.
Tidö Anlaşması, göçmen ve sığınmacıları daha savunmasız duruma düşürme riski taşıdığı ve İsveç’te kalmayı ve yaşamayı zorlaştıran öneriler içerdiği gerekçeleriyle eleştiriliyor. Bu öneriler arasında, göçmen kökenli gençleri dışlayarak normal yaşamlar kurmalarını engelleyen unsurlar da bulunuyor.
Sivil toplum kuruluşları, İsveç’in yeni hükümetini insan özgürlüklerini ve haklarını güçlendirecek politikaları benimsemeye çağırırken, insan hakları aktivistleri bu göçmen karşıtı politikaları bir saldırı olarak görüyor. Özellikle SD’nin siyasi gücünün artmasının yanı sıra, diğer partilerin söylemlerinin de göçmen karşıtlığına doğru kaydığı belirtiliyor. Önümüzdeki dört yıl, Tidö Anlaşması’nın ne ölçüde uygulanacağını belirleyecek bir süreç olacak. Ancak göçmenlerin günah keçisi ilan edilmesi ve bazı insanların farklılık üzerinden siyaset yapmaları, ülkedeki ortak gelecek vizyonuna ve barış ortamına zarar veriyor. / 2.10.2022 – Perspektif