Taha Mowafi | Hristiyan Demokratlar Partisi milletvekili, Magda Ayoub’un Mısırlı bir kadın olduğu yüzünden, gülüşünden ve alçak gönüllü duruşundan hemen anlaşılıyor. Magda, özgürlük, demokrasi ve adaleti doya doya yaşayacağını düşündüğü İsveç’e 1970 yılının ortalarında, İsveç’te yaşayan ağabeyinin aracılığıyla gelmiş. Evli ve biri 21 diğeri 18 yaşında iki kızı var. Kocası da kendisi gibi Mısırlı. Magda ile tarihi meclis binasındaki odasında buluştuk.
– Milletvekilliğinden önce ne gibi işlerde çalıştınız?
– Genelde Arapça tercüman olarak çalıştım. Bunun yanı sıra SFI kurslarında İsveççe öğretmenliği, ana ve ilkokullarında ana dili öğretmenliği, okullarda rehber öğretmenlik, danışmanlık, mülteci çocukları için velilik gibi görevlerde çalıştım. İsveç’teki ilk işim ise buraya geldikten on bir ay sonra bulduğum bir kasiyerlik işiydi.
– Politikaya nasıl başladınız?
– 1997 yılından itibaren partinin yönetim kurulu üyesiyim. 1999 yılından itibarense milletvekiliyim. Milletvekilliğine kadar gelen yol oldukça uzundu.
– Bu yolda ne gibi zorluk ve engellerle karşılaştınız?
– Yolda zorluklarla karşılaşmadım çünkü ben uzun yolu seçtim. 1991 yılından itibaren belediye meclisinde politika yapmaya başladım. Doksan sekiz yılından sonra valilikte politikacı olarak görev yaptım. 1999 seçimlerinde ise milletvekili seçilerek meclise girdim. Dört yıldan fazla bir zamandır da partimizin yönetim kurulundayım.
– Neden Hristiyan Parti?
– Bu partinin hümanizme, insanlığa verdiği önem, aileye olan kuvvetli inancı, karşılıklı saygının olduğu bir toplumun oluşması için okulların önemini vurgulaması çekti beni. Aynca partinin yaşlılara ve sakatlara karşı beslediği sorumluluk duygusu ve dünyadaki zengin-fakir ayrımının yok olması için yaptığı uluslararası çalışmalar da çok önemliydi benim için.
– Partinin içindeki “Livets Ord” gibi aşırı tutucu gruplara ve belediyelerde bunların temsilcilere ne diyorsunuz?
Partinin bütün üyeleri parti programını izlemek zorunda. Bahsettiğiniz türden aşırı tutucu görüşlere sahip grup ve bireylerin olduğunu biliyorum, ama partimizin bunlara karşı açık ve net bir tavır ortaya koyduğunu düşünüyorum.
– Amerika’ya yapılan terörist saldırı hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Kendi ülkemde olmuş kadar üzüldüm. Her türlü terör eylemini kınıyorum.
– Bir Müslümanın sizin partinize oy vermesi biraz çelişkili değil mi?
– Partimizin içinde aktif olarak çalışan Müslümanlar ve Yahudiler var. Ben bunda hiçbir çelişki görmüyorum, çünkü bizim partimiz dinci bir parti değil. Hristiyan Demokrasi Partisi, Hristiyan bakış açısı ve değerleriyle kuruldu, ama bu değerler Müslümanlar, Yahudiler ve hatta bütün dinler için geçerlidir. Bununla evrensel insanlık değerlerine verilen önem anlatılmaya çalışılıyor. Biz bireylerin dinsel özgürlüğü için mücadele ediyoruz. İnsanların barış içinde yan yana yaşayacağı, ülkeler arasında herkes için geçerli serbest dolaşımın olduğu, herkesin birbirinden sorumlu olduğu bir dünya hayal ediyorum.
Bu dünya hepimize ait.
– Prizma okuyucularına mesajınız?
– Amaca giden yol uzun görülebilir ama sabırlı olmak lazım. Herkes değişik bir yol seçebilir ama her yol amaca götürür. Kimse kendine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmasın. Geleceğinizin ilk günü bugün başlıyor, bunu değerlendirmelisiniz.