Mayıs 2002 | Aylin Doğan
Türk İşçi Dernekleri Federasyonunun 15. olağan kongresi, 27 Nisan tarihinde toplandı. Yoklama sonunda, kongreye ilginin daha öncekilere oranla hayli az olduğu görüldü. Kongreye, delegelerin dışında, T.C. Büyükelçisi Selim Kuneralp, İran Federasyonu temsilcisi Saied Tagavi ve Kürt Federasyonu temsilcisi Keya İzol da katılarak birer konuşma yaptılar.
Büyükelçi Kuneralp konuşmasında, Federasyon ve Büyükelçilik arasında işbirliğinin önemine değindi. Kuneralp’in salondan ayrılmasından yaklaşık yarım saat sonra toplantıya katılan Keya İzol; Türk federasyonunun kongresine ilk defa katıldığını söyledikten sonra, İsveç ‘te anadilde eğitimin önemini belirterek, Türkiye’deki Kürtçe eğitiminin önemini vurguladı ve “Türkiye ‘de Kürtçe eğitim konusunda bir şeyler yapmak Kürt Federasyonu’nun olduğu kadar Türk Federasyonu’nun da görevidir.” dedi.
Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Yücel ise konuşmasına, kongrede ilk kez bu kadar çok kadının bulunduğunu belirterek başladı ve bunun kadının aile ve toplum içinde ön sıralara ilerlemesinin bir kanıtı olduğunu söyledi . (Kongreye toplam15 kadın) delege katıldı.) “Toplumun geleceğini tesbit edebilmemiz için gençliğin durumuna bakmanız gerekiyor” diyen Yücel, İsveç ‘teki Türk gençlerinin durumunun kötü olduğunu vurguladı. Yücel, Rinkeby, Alby, Fittja gibi bölgelerde yaşayan gençlerin birçoğunun, temel derslerinden bir veya birkaçı zayıf olduğu için liseye başlayamadıklarını ve İsveçli gençlerde üniversiteye girme oranı yüzde 15 iken bu oranın Türkiye’den gelen gençlerde yüzde 4 olduğunu anlattı.
Yücel’in Dayanışma Derneği adına federasyona verdiği faaliyet önerileri şunlardı:
- Federasyon çalışmalarında gençler birinci planda olmalı.
- Kültürel faaliyetler arttırılmalı.
- Filistin temsilcileriyle
- kontak kurulup Filistin ‘e maddi destek verilmeli.
- Nazım Hikmet’in anısına etkinlik düzenlenmeli.
- 23 Nisan çok
- kültürlü bir şenlikle kutlanmalı.
Eski yönetim kurulunun saymanı Salih Gültekin Semiz, konuşmasında derneklere yeteri i maddi desteğin verilmediğini söyledi. Semiz, seçimler hariç demek ziyareti yapılmadığına ve federasyon içindeki uyumsuzluğa da değindi. Federasyonun Ulvsunda’daki binasına hâlâ taşınmamış olmasını esprili bir dille eleştiren Semiz’in, “Herhalde Alby’deki binadan, federasyonun Alby’de oturan memuru Adem Okur evinden federasyona pijama ve terlikle rahat rahat gidip gelsin diye taşınmıyor.”demesi salonda bulunan herkesi güldürdü.
Başkan Osman Özkanat’ın, Ulvsunda’daki restoranın kiracılarıyla yaptığı anlaşmanın maddi zarara neden olduğunu da söyleyerek eleştirilerini sürdüren Semiz, başkan, sayman ve sekreter dışında yönetim kurulunun diğer üyelerine herhangi bir ödeme yapılmamasının yanlış olduğunu da sözlerine ekleyerek konuşmasını bitirdi.
İmam Rafet Candemir ise, federasyon içindeki sorunların tek suçlularının başkan Osman Özkanat ve Adem Okur olmadığını, gerekli desteği vermedikleri ve yanlışlar ortaya çıktığı zaman şikayetlerini yüksek sesle dile getirmedikleri için diğer çalışanların da suçlu olduğunu belirterek, federasyonun derneklerle olan işbirliğinin zayıf olduğunu, ilerideki dönemde birikimli ve atılımcı insanlarla biri ikte çalışılması gerektiğini, kültüre önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Konuşmacılar arasında film yönetmeni Muammer Özer de vardı. Federasyonun kongresine ilk defa katıldığını belirten Özer, federasyonun sanatsal hiçbir faaliyetinin olmadığının altını çizerek; “Kapitalist bir toplumda yaşıyoruz. Tabii ki iş adamı ve teknikle uğraşan insanlar yetişecek, ama sanatçı da yetişmeli. Sanatçısız bir toplumun ileri gitmesi mümkün değildir.” diyen Özer, entegrasyon sorununun da önemini vurgulayarak, gençlerin en büyük sorunun kimlik sorunu olduğunu belirterek, “Gençlerin anadillerini iyi öğrenememeleri onların yarım dilli ve yarım kimlikli olmalarına sebep oluyor.” dedi .
Kendisine ve yönetim kuruluna getirilen eleştirileri yanıtlamak için tekrar kürsüye çıkan Osman Özkanat, sözlerine Semiz’in Adem Okur ‘u söz konusu eden eleştirisini kınayarak başladı ve “Ben arkadaşımızdan Adem Okur ‘a, sayfalarca süren uzun raporları hazırlayarak bize iş bırakmadığı için teşekkür etmesini beklerdim.” dedi. Halkın parası olarak kutsal gördükleri federasyonun parasına hiçbir şekilde dokunulmadığını, kendisinin de brüt 15 bin kron maaşla çalıştığını ve federasyona maddi zarar vermediklerini, tam tersine federasyonun kasasında 1 milyon 600 bin kronun birikmesini sağladıklarını söyleyen Özkanat, “Gizli saklı hiçbir şeyimiz yok, harcadığımız her kronun faturası elimizdedir ve isteyen herkes gelip görebilir. Yönetim kuruluna danışmadan yaptığım her harcama benim cebimden çıktı. Ne ben ne de benden önceki başkanlar federasyonun paralarına elini sürmemiştir. Yanlış harcamalar, savurganlıklar olabilir ama halka verilen bu paraları kimse cebine atmaz.” dedikten sonra , kültürel ve sanatsal faaliyetler için kurumsallaşmanın gerektiğini ve bunun için ise sermayeye ihtiyaç olduğunu söyleyerek, ”Federasyonun bugünkü sermayesi 1milyon 600 bin krondur. Bu para ne bemin ne de Adem Okur’un hesabındadır. Bu sermayenin erimemesi için ekonomik dernek kurduk ve hiçbir şekilde altyapısı olmayan projelere ödeme yapmadık. Yapılan her kuruş harcamanın hesabını vermeye hazırım.” dedi.
Özkanat, federasyon binasıyla ilgili suçlamaları ise şu şekilde yanıtladı: “Biz, federasyon olarak böyle bir yeri hakettik. Bu binanın değeri bugün 6 milyon krondur. Pişman değilim. Bina alımında yönetim dışında 20 kişi daha çağırıp fikirlerini aldık.”.
Özkanat, binadaki lokantayı kiralayan şahısların kira bedelini ödemeyi aksatmaları ve bütün haklarını almaya çalışmaları yüzünden konunun mahkemeye intikal ettiğini ve mahkemenin halâ devam ettiğini de açıkladı.
Gazeteci Abdullah Gürgün; federasyonun kültür programlarına gereken önemi vererek toplumumuzda bulunan kültür emekçileri ile işbirliği yapmasını ve kendisinin böyle bir işbirliğine hazır olduğunu söyledikten sonra İsveç Radyosunun Türkçe yayınlarını sert bir dille eleştirerek; “Bu programı artık hiç kimse dinlemiyor. Türk televizyon kanallarına alternatif olamayan bu programa verilen paralar burada yayınlanan Yeni Birlik, Prizma gibi Türkçe dergilere verilse daha yararlı bir iş yapılmış olur.” dedi.
Tüzük değişiklikleri ve kapanış
Önümüzdeki ilk 5 yılın sonunda yönetim kurulunun en az yüzde 50’sinin kadın olması ve kadınlara şimdilik yüzde 30’luk bir kota ayrılması içintüzük değişikliği yapıldı. Federasyona bağlı derneklerin kişi başına ödediği miktar 1O krondan 3 kron’a indirildi. Aday üye dernekleri arasında Göteborg’den gelen 5 dernek ve Skärholmen derneği de vardı. Alınan kararla bu derneklerin üyeliği onaylandı. Genel başkanlığa tek aday Osman Özkanat’tı ve doğal olarak da seçimi o kazandı. (Birkaç kişi Salih Gültekin Semiz ‘i önermek istediyse de Semiz bu adaylığı kabul etmedi.) Son olarak 8 asil ve 8 yedek yönetim kurulu üyesi seçildikten sonra kongre kapandı.
Yeni dönemin yönetim kurulu:
- Ali Hasyılmaz
- Tahsin Köylüoğlu
- Behice Dağlı
- Faruk Kırdış
- Rahim Kulbay
- Selver Ahmet
- Meral Akgün,
- Ruhiye Fırat
- Erhan Özay
- Rafet Candemir
- Ramazan Tümtürk.
- Hasan Dölek
- Osman Özkanat
- Bülent Gürkan
- Adem Okur
- Gazi Erdal
- Ömer Suvar
- Hakan Önal
- Ahmet Önal