Daha sabahleyin, güç bela yataktan kalktığınızda dayak yemiş gibisinizdir. Bir türlü kendinize gelemezsiniz. Hani bıraksalar bütün gün yatarsınız. Sonra, doktor doktor dolaşmaya başlarsınız ama hiçbir doktor çare bulamaz derdinize. Yorgun argın eve dönersiniz. Evdekilere, “Böbreklerim de sağlammış belki de guatrım vardır, bir de ona baktırayım.” dersiniz sağlam çıktığınızdan neredeyse utanarak.
Bütün bunlar size çok tanıdık geliyorsa hiç üzülmeyin yalnız değilsiniz. Günümüzde doktorları en sık ziyaret eden hastaların başında kronik yorgunluk yakınmaları olanlar geliyor. Yapılan araştırmalar kronik yorgunluğun ağır hastalıklar kadar hayatı engellediğini gösteriyor.
Size baştan savma gibi gelse de “Sorunun psikolojik bir psikiyatriste git.” diyen doktorlar çözüme bir adım da olsa yaklaşmış oluyorlar aslında. Çünkü, yine araştırmalara göre kronik yorgunluktan yakınanların yüzde sekseni depresyona (ruhsal çöküntü) eğilimli.
Yalnız, bu durumu sadece depresyonla açıklamak da yeterli değil. Dünyaca ünlü Hintli doktor Deepak Chopra’ya göre aslında enerji yoksunluğundan başka birşey olmayan yorgunluğun sadece düşünce ya da duygularla değil, yaşam biçimiyle, yenilen içilenlerle, uykuyla hatta tuvalet rutinleriyle bile alakası var.
Deepak Chopra ” Gränslös Energi (Sınırsız Enerji) isimli kitabında, yaşam biçimimizde bugünden başlayarak yapacağımız ufak ama kararlı değişikliklerle yorgunluk illetinden en kısa zamanda hem de temelli kurtulacağımızı müjdeliyor.
Kitapta anlatılanlar aslında hiç yabancı değil bize. Ama biz onları daha çok dedelerimizden ninelerimizden duymaya alışıktık. Zaten Deepak Chopra’nın da anlattıkları Hindistan’da en az 4 bin yıldan beri uygulanan doğal tedavi “Ayurveda” yöntemleri. Hindistan’ın İngiltere’nin sömürgesi olduğu yıllarda yasaklanan ve unutturulmaya çalışılan bu yöntemler İngiliz okullarında modem tıp eğitimi gören ve meslek hayatını Amerika’ da sürdüren Deepak Chopra’nın önemli katkılarıyla bugün bütün Batı dünyasında popüler hale geldi. Uzun yıllarını Ayurveda araştırmalarına veren ve modern tıp bilimiyle ayurveda yöntemlerinin bağlantılarını kuran Deepak Chopra bugün Batı’da çok rağbet gören ve birçok tıp otoritesince de onaylanan bu tedavi yöntemlerinin kendi ülkesi Hindistan’daki yeni kuşaklar tarafından küçümsendiğinden yakınıyor. (Bizler de şifalı bitkilere burun kıvırız ya!)
Ayurveda yöntemleri ile yorgunluğu alt etmek
Yorgunluğun üstesinden gelip daha fazla enerji elde etmenin en önemli kurallarından biri dikkati doğru yöne yönlendirmek.Yani, sürekli ne kadar yorgun ve güçsüz olduğumuzu düşünmek -iyileşmek amacıyla bile olsa- bizi yorgunluk illetinden kurtarmıyor tam tersine daha da bitkinleşmemize yol açıyor.
Davranış bilimcileri de son yıllarda yaptıkları deney ve araştırmalar sonucunda davranışların ruh halini değiştirdiğini keşfettiler. Örneğin; canı sıkılan bir insan neşeliymiş gibi davranmaya başlarsa bir süre sonra gerçekten neşeleniyor.
Bu noktadan hareketle yorgun değilmiş gibi davranmak da dikkatin yorgunluktan uzaklaşması ve canlanmak için iyi bir yöntem.
Beslenme
Alınan gıdaların kalitesi yaşamımızın kalitesini belirliyor. Düzensiz çalışan bir sindirim sistemi yorgunluğun en önemli nedenlerinden biri. Bu arada bazı besinlerin enerji verirken bazılarının da enerji kaybına yol açtığını unutmamak gerek.
Enerji veren besinler: Taze meyve ve sebze, süt, yoğurt (yoğurdun taze olması çok önemli, bayat yoğurt bitkinlik yapıyor), buğday ve buğdaydan yapılan gıdalar, prinç, bal, üzüm, zeytinyağı, fasulye…
Enerji düşüren besinler: Kırmızı et, bayat ya da ekşi peynir, marine edilmiş ya da tütsülenmiş yiyecekler, soğan, sarımsak, mantar, patates gibi toprağın altında yetişen besinler (havuç ve kırmızı pancar dışında), beyaz şeker, alkol ve kahve (kahvenin verdiği enerji kısa süreli).
Sindirim sisteminin tam kapasiteyle çalışmasına ve
vücuttaki zehirlerin atılmasına yardımcı olan yöntemler
* Akşam yenilen ağır yemekler en önemli yorgunluk sebeplerinden biridir. Günün ana öğününü öğlen vaktine almak vücut için çok yararlı. Sabahın erken saatlerinde yapılan kahvaltının çok hafif olması gerekir çünkü günün ilk saatlerinde sindirim sistemi çok yavaş çalışır. Hatta açlık hissedilmiyorsa sabah kahvaltısını atlayıp esaslı bir öğlen yemeği yemek sindirim açısından daha da yararlı.
Yanlış beslenme, düzensiz sindirim sistemi vücutta yorgunluğa sebep olan zehir birikimleri yapıyor. Bunun için de vücuttaki bu zararlı maddelerin temizlenmesi gerekiyor.
*Gün boyunca sık aralıklarla -en az yarım saatte bir- içilen bir iki yudum sıcak su hem bağırsakları yumuşatır hem de vücuttaki zehirlerin atılmasını sağlar.
* Haftanın en az bir günü yemek yemeden sadece su içerek oruç tutmak da sindirim sisteminin dinlenerek daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Su yerine taze sıkılmış meyvesuyu ya da bitki çayı da içebilirsiniz.
Bağırsakların boşaltımı
Önemli yorgunluk nedenlerinden biri de bağırsakları boşaltmaktaki düzensizlik. Bağırsak boşaltımı için en uygun zaman, sabah yataktan kalktıktan hemen sonrasıdır. Böylelikle vücut bir önceki günün fazlalıklarını atar ve kendisini yeni bir güne hazırlar. Böyle bir alışkanlığınız yoksa bile bu yöntemi düzenli uygulayarak vücudunuzu buna alıştırmanızda çok fayda var. Bunun için, sabah kalkar kalkmaz bir iki bardak sıcak su içtikten sonra tuvalete gitmek bağırsakların çalışmasını kolaylaştırır.
En fazl a beş-on dakika tuvalette oturarak boşaltımın kendiliğinden olmasını bekleyin. Bu sırada kitap ya da gazete okumamanızı öneriyor Doktor Deepak Chopra. Boşaltım gerçekleşmese bile bu yöntemi her gün denemek vücudun bu yeni düzene alışmasını sağlar.
Uyku
Uykunun gerçekten dinlendirici olması ve enerji vermesi için doğanın ritmine uyum sağlamalısınız. Doğadaki bütün canlılar sabah erkenden uyanırlar. Kısacası olabildiğince erken yatıp erken kalkmak gerekir. Akşam 1O’da yatağa girmek ve sabah 6’da kalkmak en sağlıklısıdır. Akşam saatleri mümkün olduğu kadar sakin geçirilmelidir. Geç saatlere kadar izlenen hareketli ve gerilimli televizyon programları vücut ve ruh dengesini bozar. Akşam yemeği en geç saat 7’de yenmelidir. Akşam saat 9’dan sonra dikkat ve güç gerektiren hiçbir iş yapılmamalıdır.
Uyumadan önce sıcak süt içmek uykuya dalmayı kolaylaştırır. Eğer hemen uyumakta güçlük çekiliyorsa, yataktan çıkmadan gözler kapalı dinlenmek de uyku kadar değerlidir vücut için. Uyku düzeni çok bozuksa, saat kurarak her sabah 10-15 dakika daha erken kalkmaya çalışmak ve bu süreyi yavaş yavaş arttırmak vücudun doğal ritmini bulmasına yardım eder.
Sabah çalan saatin sesinin rahatsız etmeyecek yükseklikte olması gerekir. Güzel melodili ya da radyolu bir çalar saatle (radyoyu tekno ya da rock kanalına ayarlamamak koşuluyla) uyanmak iyi bir yöntemdir.
Bütün bu yöntemler her ne kadar modem toplum hayatına çok uygun olmasalar da vücudun doğal dengesi için çok önemlidirler. Bu yöntemlerin bir kısmını bile uygulayabilirseniz kısa sürede yaşam kalitenizde gözle görülür bir yükselme olduğunu tanık olacaksınız.
“Yorgunlukla mücadelede en önemli unsur moralinizi yüksek tutmak ve hayatın olumlu yönlerine yoğunlaşarak olabildiğince iyimser olmaya çalışmaktır. Yorgunluk; herşeye rağmen bir çeşit eylemsizlik durumu, hayata karşı duyulan hayal kırıklığı duygusuna vücudun tepkisidir.” diyor Deepak Chopra.
| Ekim 1999